Yüreğimi Kanırtan Rüzgarlar Nereli / İsmail Aykanat
bana bir bulut getir bir bulut da sulardan
ıslak ıslak baksın ıslak ıslak yüzüme roza
sonra bir bakraç al eline bir bakraç kırdan
ağlama sızlanma geçip de yoldan irmiya
şimdi saat kaçtır haberin var mı irmiya
saat/siz olmuş artık bütün gecelerimiz
kestaneler kavurduğumuz ince sobada
aharlanmıştır belki nisan gibi evimiz
bir tüfek bir duvar ve cehov yarısı yazar
gezinip dursun artık vişne bahçelerinde
anlamın derin kuyusunda bir harf sızıldar
şimdi kimin eylülü zaman hendesesinde
güneşin ilk güldüğü varlık platosunda
mor maskeli bir kadın yatıyor tevriyeli
bütün suç benimmiş onun kadın olmasında
yüreğimi kanırtan bu rüzgârlar nereli
bir hikaye kokusu sinmiş gibi ezberden
sait faik yükselir balıkçı doklarından
benimse ellerimde büyüyen bir kasiden
olmalı apardığım hayal yoldaş hızır’dan
işte musa’lığım da anlaşıldı sonunda
acımasız bir derviş ustalığı bendeki
günahları eriten o sözcüğün yolunda
şimdi siyah bir taflan bendeleşen sendeki
(8 eylül 2009, Iğdır)
Harika