Dilediğim Amandır / Mustafa Işık

Bahar yeli çalmamış bir kapı ardındayım
Ayna bakmaz yüzüme, oysa gönlüm civandır
Sayısız kapısıyla nedamet yurdundayım
Esmesin bâd-ı sabâ, gam otağım divandır
Ne gündüze doğarım ne geceye batarım
Kıtmir’le yâren olup tam üç asır yatarım
Gözümün ağrısını bulutlara satarım
Ardıma ordu salma, sığınağım kamandır
Meçhul yola yolcuyum, umutlar bana kırgın
Sönüktür kandillerim, asesler vakte dargın
Söz tükenir, saz yorgun, heceler tele argın
Azalır kum saatim, son şafağım selmandır
Baktıramam yaramı, yakan külü arlanır
Küstüremem bülbülü şakan dili zarlanır
Salmam çöle Mecnun’u, ahu gönle korlanır
Dökülür gül yaprağı, leyli tenim üryandır
Kaç yama kapatır ki ömrümün söküğünü
Hiçbir heybe taşımaz gönlümün döküğünü
Annemden gayri kimse sökemez dikiğini
Gülüşü ihsanımdır onsuz hâlim yamandır
Bilmem sûr çalındı mı yoksa ben mi geç kaldım
Dünya dört başı mamur, yokluğuna aç kaldım
Serildim eşiğine, nârın yaktı, hiç kaldım
Rûz-ı mahşerde senden dilediğim amandır.