Fildişi Anılar / Gülçin Yağmur Akbulut
Kuru kuruya ezber değil dizelerim
yangından mal kurtardıklarımdır beyzadem
Yakar ellerini de tutamazsın
görmen bile yaşartır gözlerini
Çöpten alınmış ekmek gibi mübarek kimi
kimi akşamsefası tütsüler beyzadem
Bazen Yusuf’un kuyudaki sesidir
kundaktaki bebeğin nefesi bazen
Gün olur ana kokar gün olur baba
gün olur ucu yanık mektup beyzadem
İnsan kalmayı başarmışlar
kalp çarpıntısıyla yığılır kalır bir yudumunda
Kökleri kurumuş yapraksız daldır
Yunus’u bilmeyen Aslı’yı tanımayan için
Öyle yavan okuma öyle üstünkörü
Gözyaşıdır ‘’göz’’ deki ‘ö’ nün noktaları bile
Kuyumcu terazisiyle tartarım çoğu kez
İnce elerim sık dokurum beyzadem
Gelip geçici bir heves sanmayasın
arı gibi toplarım özü de bal damlar kovanım
Her kelimede yaşanmışlık vardır velhasıl
yaş anmışlık fil dişinden beyzadem
“Kuyumcu terazisiyle tartarım çoğu kez
İnce elerim sık dokurum beyzadem”
Yüreğinizwe sağlık…
Tebrik ederim… cok güzel bir şiir… yüreğinize sağlık…