DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Kitap Fuarları Furyası ve Handikapları / Ramazan Seydaoğlu

Beş yüz yıllık bir geçmişi olan kitap fuarcılığı, matbaanın üretim merkezinden başlayarak tüm dünyaya yayılmış ve kitapla okuyucuyu buluşturma adına çok güzel hizmetler veriyor. Şöyle ki, kitap sevdalıları okudukları kitapların büyüsüyle yazarını da görme ve tanıma, imkan varsa sohbetlerinde bulunma şereflerine nail olurlarken, yayınevleri de stoklarındaki kitapları kampanyalar yaparak eritme imkanları buluyorlar.

Ulusal ve uluslararası düzeylerde organize edilen kitap fuarlarında kitap adına yapılan halisâne işleri takdir ediyorum. Bu olaya ön ayak olan kurumlara ve yöneticilerine gösterdikleri takdire şayan gayret ve çabaları alkışlıyorum.

Başka ülkelerde, illerde/ilçelerde neler yapılıyor bilmiyorum ama Kocaali’de halka kitap fuarını duyurmak için, büyükşehir belediyesi on üç yıldır, billboardlar dışında İzmit ilçesinde ağaçlara yaklaşık olarak beş bin tane kitap asarak insanlara kitap fuarını müjdeliyorlar. Baharın gelişini müjdeleyen kır çiçekleri gibi.. Bu hizmeti diğer ilçelere de yansıtmamaları bir eksiklikse de oralardan, okullardan otobüslerle öğrenci taşıyıp onlara bu görkemli fuar havasını yaşatmak da güzel elbette.

Kitap fuarları, siyasete ve ranta alet edilmez de; yazar-kitap-okuyucu üçgeninde dönerse çok güzel bir olay olur. Ancak her alanda olduğu gibi bu alanda da maalesef nahoş görüntüler var. Ankara’da özel bir organizasyon şirketinin açtığı fuarda sol-sağ düşüncelerine göre neşriyat yapan yayın evlerinin birbirlerine girmesi, hafızamızdaki yerini korurken, bu hal maalesef kitap fuarı sektöründe de mafyavari bir yapıyı da doğurmaktadır. İş sahibi belediyeler olsalar bile, organizatör şirketler kendilerine yakın bulmadıkları ya da bünyelerinde ünlü yazar bulunmayan yayınevlerini dışlamakta ve fuarlarda yer vermemekle haksız bir durum oluşmasına neden olmaktalar.

Her alanda olduğu gibi kitaplar da popülizme kurban ediliyor. Çok ziyaretçi uğruna okullardan taşıma yoluyla getirilen öğrencilerin koşturmaları ve alandaki uğultusu, gerçek kitap okuyucularını hayal kırıklığına uğratmakta. Ancak bu hal sanki kaçınılmaz bir şey. Eğer işin içinde belediye yoksa da özellikle özel okullar ve öğretmenler öğrencilerini, toplu araçlar kiralayarak fuarlara taşımakta ve bu gürültüye meydan vermektedirler. Salt sınavlar için hazırlanan test kitapları ve çocuk kitapları için ayrı bir fuar ya da ayrı bir bölüm açılmadığı sürece bu olay bitmeyecektir. Bu karmaşa gerçek kitap okuyucularını kitap seçmede ve kitaplarda bir huzur bulmayı hep engelleyecektir. Ben şahsen, tarihi bir mekandaki bir sahafta bulduğum huzuru fuarlarda bulamıyorum.

Kitap fuarlarında, kitap dışında ve kitapla ilgisi olmayan bir şeyin satılması ve de kitapla ve kültürle alakası olmayan sivil toplumlara kitap fuarlarında yer verilmesi pek hoş değil… Kırtasiye malzemelerinden tutun; buzdolaplarına yapıştırılan magnetlere kadar, yüz boyayan palyaçolardan, sivil toplum kuruluşlarının reklam bröşürlerine, sazlı-sözlü gösterilerine kadar bir çok rahatsız edici unsur bulabileceğimiz kitap fuarları, gerçek anlam ve amacının dışına çıkarak masum bir organizasyonu bir panayır haline getiriyor.

Her ne olursa olsun, yayınevleri ve okuyucular dört gözle bir fuar beklemekte, fuardan fuara koşan yayınevlerinde tatlı bir yorgunluk yaşanırken, okuyucular da hoş anıları fotoğraf makinaları/ ya da o görevi yapan elektronik cihazlarıyla dondurmakta, kimi de hareketli filmler çekerek ölümsüzleştirmekte sosyal medyalarında paylaşarak şovlarına başka türlü kareler eklemekteler.

Kitap adına yapılan her şey güzel yine de..

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 94 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları