Kovulmuş Şair / Gurbet Duymuş
Sen imgeler dünyasından kovulmuş bir şairsin! Ruhun kara, benliğin kara! Sen bilirsin ki
tenin değil acıyan, sızlayan… Ruhun; hüzün, acı çığlıkları atmakta.
Sen imgeler dünyasından kovulmuş bir şairsin! Ruhun baştan başa merhamet kokmakta!
Sen hassas, sen kırılgan; sen aleme aşina, derde hepten aşina, bu yüzden boydan boya
keder, boydan boya acı yağmakta, ruhun etrafa kanlı gözyaşı saçmakta …
Sen imgeler dünyasından kovulmuş şairsin! Kıyamet hem içinde hem dışında kopmakta.
Dışa karşı umarsız olamazsın vatansız şair; içe karşı yangının alemleri yakmakta!
Acıma şair!
Utanma şair!
Korkma şair!
Merhamet etme şair!
Duyarlı olma şair!
Sana ne şair!
Sana ne!
Baştan başa kansın işte, baştan başa korku, baştan başa merhamet, baştan başa insanlık,
işte şair sen bu yüzden kovuldun imgeler aleminden!
Dış dünyaya ilgisiz kalsan, insanı, alemi, nebatı ötelesen ve sadece “Ben! Ben!” desen şair!
Tüm bencilliğinle gelsen ve “Aç koynunu imge” desen! İşte imgeler aleminin kapısında
öylece kalmadasın, dürüst değilsin şair , imgeler alemi uzaklaşmakta …
Ben imgeler dünyasından kovulmuş şair! Ben, ruhumun imgeleri, alemin gerçekliği ile baş
başa yalnız şair! Ben sonsuz ikilemde ve dar bir noktada yok olmuş imgesiz şair! Gömün
beni, selvinin elifine, yokluğun noktasına gömün beni!
Çok derin. Gurbette okumak ağır geldi. Birkaç kez okudum. Her okuduğumda daha derinleşti