Yara Yürekte Büyür / Mustafa Işık
annem, mushaf huzuru, duvarımızda asılı
çatlamış sabır taşıydı yorgunluk yüklü ayakları
cennetten elmaya uzanırdı parmakları
her sabah dilinden öperdi üveyikleri
bir yara önce yürekte büyür, derdi annem
düş ki kardeş kuyusu, taş atmaya kıyamazdı
geceydi katilin büyüğü, elinde gün ölüsü
annemin öptüğü yerden boynumu biçerdi
çocuktum, kuş misali, rüzgâra, buluta yakın
alfabeye okunmaz söz, iki dudak arası andı
akşam evimizde kazan diye yüreği kaynardı
doğan günle anneme ölüm borçlanırdım
gülüşü perdeydi, inceden ince nakışlı
kanatsız melekti, kem bakışa uzanırdı
sesi üveyikten naif, ahudan nazlı gözleri
yüreğinde ecel kadar taze kor biterdi
bir gün bir hatıra özledim, kalbim gemi rıhtımı
yolun nihayetine sormaya varmadı dilim
duaydı annem, kınalı avuçları üşürdü geceye
kanardı yüreğim, saatler on ikide dururdu
yanlışından öperdim oysa kalbimin kırık sesini
ağlar bulduğum her kadını annem bilirdim
kanadı tenime değmeden uçarken melekler
pencereye annemin ısıtan gülüşünü asardım.