DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Yaşlılar Günü Kutlu mu Olsun / Güler Demirhan

Bir Yaşlılar Günü’nün ardından…

Senenin 365 gününden yer bulup da bir günü kendisine parsellemiş, özel günlerden netameli olan hangisi dersek, cevabınız ne olur!?

Anneler, babalar, sevgililer, kediler, kız çocukları, Türk kahvesi, yumurta ve ismi aklımıza gelmeyen irili ufakla bilumum günlerden hangisi olabilir!?

Çoğunluk Sevgililer günü demiştir kesin, ama değil…

Tabii ki “Yaşlılar Günü”

Hepsi yerli yerine oturmuş ama yaşlılar günü kimin aklına gelmiş de ortaya atılmış bilemedim.

Şahsen ben kimseye, elime çiçeğimi, yüzüme gülümsememi alıp ‘Yaşlılar günün kutlu olsun.’ Diyemem.

Babaannem rahmetli, 88 yaşında vefat etti. Her hangi bir rahatsızlığı olmayan, yaşına bağlı bir vefattı ve son ana kadar dinç kaldı.

Bir gün rahmetli anneciğim, babaannemin merdiven çıkarken zorlandığını görünce çekinerek, sadece yardım olsun diye eline bastona benzer bir değnek verdi.

“Anne merdiven çıkarken bunu al sana yardımı olur, destek alırsın.”

Babaannem öyle bir hışımla baktı ki ve öfkeyle karışık:

“Sen beni ne sandın, yaşlı mıyım ben? Daha o kadar düşmedik!..”

Ve tekrar etti…

“Ben daha o kadar, baston alacak kadar yaşlanmadım!”

Kim kabul eder ki yaşlılığı!?

Bizler cennet çıkışlı varlıklarız; her zaman güzelliği, iyiliği, zenginliği, mutluluğu, gençliği, dinçliği arzular aksini kabul edemeyiz.

Günler aylar geçtikçe yaşın ilerlemesi, tecrübenin artması, deneyim kazanmak iyi de zamanın geçmesiyle cildin buruşması, güçten düşmemiz, bedenin deforme olması pek de bu zihniyete uymuyor.

Sınırsızlığı arzuluyor, daima genç, dinç, sağlıklı, yakışıklı veya güzel kalmak istiyoruz…

Zirveye taşıdığımız deneyimlerimizi, sağlık ve güzellik sırlarını ilelebed yaşamak istiyor, zaman geçtikçe naçiz bedenimizin deformasyona uğraması ve tükeniş hiç de mantıklı gelmiyor!..

“Herkes uzun yaşamak ister ama kimse yaşlanmak istemez.” Der

Jonathan Swift

Bu durum da kalk da birine ‘Yaşlılar günün kutlu olsun.’ de!

Ne münasebet!

Yaşlılar derken, az yaşlı mı çok yaşlı mı?

Mesela ne kadar yaş almalı, bu günü kutlamak için!?

Sen artık hurdasın der gibi bir şey olmamış mı sizce de!?

Ayrıca neyi kutluyoruz, güçten düşmeyi mi, deformasyonu mu, yıllarla birlikte gelen dezavantajları mı!?

“Dünya yaşlılar günü her yıl 1 Ekim tarihinde kutlanmakta olup. İnsanların yaşlı sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi, yaşlıların sağlık ve sosyal açıdan yaşam standartlarının yükseltilmesine dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler 1990 yılında aldığı kararla 1 Ekim tarihini Dünya Yaşlılar Günü ilan etmiş.”

Böyle bir amaçla hayatımıza girmiş bir gün…

Amaç ileri yaştaki insanların sağlığı ve yaşantısı, yaşadığı sıkıntılarla ilgili farkındalık oluşturmaksa adı başka bir şey olmalı…

Amaç onları ‘hatırlamak’ olamaz herhalde, çünkü büyüklerimiz daima bizlerle ve tecrübeleriyle yanımızda ki varlıklarıyla hayatın içinde kişiler, hatırlanacak uzaklıkta hiç değiller.

‘Büyükler Günü’

‘Büyüklerimizi Dinleme ve Anlama Günü’

‘Büyüklerimiz İçin Ne Yapabiliriz’

‘Büyüklerimize Saygı Günü’

Denebilirdi mesela…

Ortada kutlanacak bir durum yok. Amaç belli ki farkındalık oluşturmak.

Zaten duygusallaşan büyüklerimize tokat gibi ‘Yaşlı’ demektense…

Daha naif ve ince olurdu en azından.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 23 eseri bulunmaktadır.