DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Kurnazlık ve Akıllılık Üzerine / Ziya Doğan

Kurnaz insan başkalarını tongaya düşürmenin ve kendi menfaatlerini onların üstünde görüp gözetmenin yollarını arar. Akıllı insan diğergamdır ve ilk önce milletini sonra kendini düşünür. Himmeti milletidir.

Kurnaz insan saf düşünceli kişileri ve kötülük düşünmeyen yürekleri nasıl aldatacağının bilançosunu çıkarır ve onun üzerinde hareket eder. Kurguları, vurgunları, duyguları, düşünceleri hep bu istikamettedir. Akıllı insan ise daima milli menfaati ön planda tuttuğu için bütün enerjisini, konuşmasını, danışmasını, sözünü, sazını, nazını, avazını hep bu uğurda seferber eder.

Kurnaz insan has bir kumarbaz gibi daima yenmeyi ve alt etmeyi, ne pahasına olursa olsun altta kalmamayı düşler ve bunun gerçekleşmesi için elinden ne gelirse yapar. Akıllı insan bazen yener, bazen yenilir, sitem etmez, bırakıp gitmez. Öç duygusundan beri, sevgisizlikten Müberra her an her yerde halk ve Hakk ile beraber olmanın girizgâhını arayan bir er oğlu erdir.

Kurnaz insanın hedefi çok kez maddi olmakla beraber sürekli düşünmekten ve sürekli uğraştan, yük altına girmekten istinkâf eder. Akıllı insan vicdan potansiyelinden güç ve kuvvet aldığı için rotasını asla yitirmediğinden sürekli egzersiz içindedir ve asla bıkma nedir bilmez. Sabır onun için adeta bir kıblegâhtır.

Kurnaz insan çok kez cerbezeye girer. Hafifmeşreptir. Gizli planları vardır. Başkaları tarafından tehlikeli insan olarak nitelendirilir. Ona güvenen oldukça azdır. Akıllı insan ise başkalarına güven telkin etmiş, oturaklı, vakur ve olgun bir kişiliğe sahiptir. Başkalarının menfaati onun için ilke ve ideal olduğu için yüreklerde yer alır.

Kurnaz kişi hasis bir insandır. Belki içyüzüyle bir şeytandır. Hal ve hareketi, bakışı, atışı, satışı, onu ele veren en güzide lisandır. Akıllı insan ise diğergamdır, sevgi doludur. His ve duygu yüklüdür. Hal ve hareketi onun için en güze dildir, en güzel terennümdür, en açık beyandır.

Kurnaz insan nefis endeksli ve ego yörüngelidir. Akıllı insan vicdan endeksli ve iman yörüngelidir.

Kurnaz insan eşya ve hadiselerin hakikatını anlamakta güçlük çeker. Kısa vadeli menfaat frekansına ayarlanmış olan zihin uzun vadeli menfaatlere pek açık değildir. Akıllı insan özüyle, sözüyle eşya ve hadiselerin içyüzünü anlamaya vermiştir kendini ve o periyotta geliştirir meleklerini. Böylece asla şaşmaz bir rotaya girer ve sahil-i selamete ulaşır.

Kurnaz insan eşyayı menfaatine dilbeste bir köle gibi görür. Fakat bazen hem de çok kez ona kendi de kul-köle olur. Böylece hem kendinin firavunlaşmış nefsini tatmin eder, hem de eşyayı hiç alakası olmayan mabudiyet makamına oturtur. Akıllı insan ruhun hakikatını bildiği için daima o adese ile bakar eşyaya. Varlıkları o laboratuvarda inceler ve hakikat süzgecinden geçirmeyi ihmal etmez. Onun için en önemli varlık insan yüreğidir ve onun en zirve ufku da iman-ı billah makamıdır.

Öyle ise ey Safi, kurnaz insan olmaktansa, kabukta bir kişiliğe sahip olmaktansa, özün özüne er. Seni görenler anlasınlar kurnazlık ile akıllı olmanın arasındaki nüansı ve o nüansın nelere, ne gibi berzahlara gebe olduğunu, ne gibi uçurumları içine aldığını ve özünde gizlediğini anlasınlar. Böylece akıllı olmayı tercih edip, edep çizgisinde bir ömür sürmeyi Muhammedî ahlak ile olgun ve vakur bir ömür sürmeyi, kendilerine rehber ittihaz etsinler.

Ezcümle, kişi ne kadar kurnazlaşırsa duygular o kadar aktif olur; bilinç kapanır ve kişi basiretsiz olur. Basiretsiz ve şuursuzluk sıfatı ise sadece aptallara has bir sıfattır.

 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 24 eseri bulunmaktadır.