Filistin’de çocuk olmak / Evindar Sayılgan

Nasıl bir duygudur ki, düşünmek bile acı veriyor.
Medyadan gördüğümüz kadarı bile yetiyor kederlenmeye. Oyun oynaması gereken çocukların tarifsiz acılar çekmesi ve o acıların hiç geçmeyecek olması gerçeği.
Ne derin bir yara içlerinde, ne tarifsiz… Geçen gün bir habere denk geldim televizyonda, keşke gelmeseydim, keşke görmeseydim ve keşke elimden bir şey gelseydi…
İki kardeş ağlayarak diğer bir kardeşlerine babalarının öldüğünü söylüyorlar. Bunu duyan kardeş de: “Hayır, ölmedi ölmedi, uyuyor babam!” diye hıçkırarak ağlıyor.
İnanmak ne güç, ne zor! Ne kayıplar verildi, ne ayrılıklar görüldü savaşın orta yerinde. Yaşam devam ediyor yine de, tabii buna yaşamak denirse! Dünyaya yeni gelen bebekler acı, anneler göz yaşları içinde. Bir karış toprak için değer mi bunca zulme?
Canı veren Allâh, alacak olan da Allâh! Her şey Hakk’tan…
Peki ya, ne zaman bitecek bu zulüm?.. Ne diyor ayet-i kerimede: “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur.” (Mâide, 32)
Bu kadar mı merhametsiz oldu insanlık, Bu kadar mı kirlendi dünya?..
Boğazım düğüm düğüm, içtiğim sudan utanır oldum. Ne tadımız kaldı ne tuzumuz… Artık tüm dünyanın ayaklanıp dur demesi gerekiyor zulme.
Yeter artık!
Ölmesin çocuklar, ağlamasın anneler babalar… Ey Güzel Rabbim… Sen yardım et, savaşta olan herkese… Amin..