Lâl / Zeki Bayram
Dil bilmediğimden değil sus duruşum
Suskun değilim ki
Susturulmuşum
Ölüm korkutmaz
Kan tutmaz beni bilirim
Bilirim
Vicdan azabı kabuk tutmaz
Yenilgisi insanın can yakar da
Yanılgısı kadar koymaz
Kemirir
Yakasını sancımın
Ağızsızdır
Dilsizdir alın yazım
Öyle kolay okunmaz
İnsan bazen
Aklını kaybeder
Yerini unutur
Yaşını başını işini unutur
An gelir
İnsan kederini unutur
Hatta kaderini unutur
Hayat
Öyle ki
Bazen masmavi
Bazen kara göklü buluttur
Bir saati
Bir diğerine uymaz
Çok daha ötesi sözün
Harfler bilirim ben
Vurulmuş yüreğinden
Güvercinler gibi çırpınan
Ve alfabede
Hiç bir şekli
Hiç bir yeri olmayan
Izdırabı duyulmaz
Soluksuz düştüğünü bilirim seslerin
Canhıraş
Can çekişirken cümlelerin
Sesi unutulmaz
İşte budur
Haleti ruhiyem
Tasviri künyem budur
Cevapsız bir soruyum ben
Kimselere sorulmaz
Varsın gitsin herkes
Kendi yoluna
Kayıp bir gölgeyim
Bu kör kuyu su tutmaz
Bundan gayrı
Bütün diller hükümsüz
Bütün diller düzmece
Dur bilmez yolcusuyum
Yorulmuşum anlamsız
Son duraktan bir önce
Eşgalim yok
Adresim bulunmaz
Suskun değilim ki ben
Sus olmuşum
Onulmaz bir sus ile vurulmuşum
Edemem halimi arz
Umut az
Ki
Karanlığım yok eder
Uyutmaz