Şehit Tahtında Rabbe Gülümser… / Ayşe Rahşan Gürel

Zor zamanın çocuklarıydı Asım’ın nesli. Vatanı satanlarla vatan uğruna feda olanların birbirine karıştığı, aynı sofrayı bölüştüğü, sapın samana sıkı karıştığı zor zamanlardı.

Marmara Eğitim, Allah’ın dinini gencecik omuzlarında pehlivanlar gibi taşıyan genç yürekleriyle bir kaleydi bir zamanlar.
Asım da onlardan biriydi.
Davası olan kalpler, hep diri kalır.

Bu yiğit gençlerin Sezai Karakoç, Fethi Gemuhluoğlu, Nuri Pakdil, Osman Yüksel Serdengeçti, Cahit Zarifoğlu diyerek, anadan atadan aziz saydıkları bu Allah’ın aslanlarına nasıl sarındıklarını gördüğünüzde yüreğinizde umutlar yeşerirdi.

Her asırda, “Ashabı-güzin”in kademi üzre erler gelir Ümmet coğrafyasına. Onlar tükenmezler.
Kendi başlarına az lakin şiddet gösterdiklerinde çokturlar.
Sen Allah’ın sevdiklerini seversin, Allah’ın şeairini aziz tutarsın da Allah sana kendi izzetinden vermez mi?
Elbette verir. Hep vermiştir.

Zor zamanın çocuklarıydı Asım’ın nesli.
Vatanı satanlarla vatan uğruna feda olanların birbirine karıştığı, aynı sofrayı bölüştüğü, sapın samana sıkı karıştığı zor zamanlardı.
Lakin Ölmeyen Dost’a tutunanlara tutunanların bilekleri kolay bükülmez.

Köpük gidecek, su kalacak.
Duman gidecek ateş kalacak.
Sahte olan ne varsa foyası dökülecek.
Sadece Baki olana sarınanların adı kalacak.
İman şuuru taşıyan insan için daha güzel teselli olabilir mi?

İnna lillah ve inna ileyhi raciun.
Şehitlik sırrını kuşandı gitti.
Böyle itikad ediyorum.
Ardında nice candan şahitlikler bıraktı.
Göklerde düğün yerlerde matem zamanı.
O çok sevdiği güzelim Peygamberi ve yaranı karşılasın inşallah.

“Yarasız olmaz çilesiz olmaz
Şehitsiz olmaz kurbansız olmaz.”
Bu dava, ebed-müddet sahibini arar bulur.
Yetim kalmaz, öksüz kalmaz…
“Dağları oyup zindan etseler
Allah’ın nurunu söndüremezler”…