DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Bir Gül Yaprağına Dokunur Gibi Sevdin mi Hiç? / Ayşe Rahşan Gürel


“‪Burada ne dokursan, orada ancak onu giyersin.”
Böyle diyor ‪Feridüddin Attâr Hazret…

Ne güzel ifade…
Dâr-ı dünya, dokuma tezgâhı misâli değil mi?
Başkalarına karşı muamele tarzımız, sonrasında kendimizin giyeceği bir gömleği dikmek gibi değil mi?
İdris Nebi gibi hulle biçmeyi bilebilsek ne güzel olurdu…
İdris Nebi gibi ölçmeyi, biçmeyi, dikmeyi bilsek…
Hangimizin eksiği, söküğü yok ki?
Ben seni giydirsem, sen beni…
Efsaneye göre terziler kendi söküklerini dikemezmiş…
Bu yüzden kavim kavim yaratılmış ademin oğulları…

Çoban terziye gitmiş bir gömlek dikmesini istemiş. Terzi düşünmüş “bunu ne zaman giyecek” diye…
“Herhalde koyun güderken” demiş…
Alelusül bir şey dikivermiş.

Çoban gömleği almaya gelmiş. Ne yakası denk geliyor ne kolları…
Terziye manalı bir tebessümle şöyle sormuş:
“Hadi bunu giyen çoban; diken de mi çoban?”
Terzi mahcup olmuş mudur, bilmiyorum. Hikâye burada bitiyor. Maksat hasıl oluyor zira…

Bu kıssayı her hatırlayışımda, ya Allahımız da kuluna, kulun haline göre muamele etse halimiz nice olurdu, diye düşünüyorum.
O, daima şanına yakışanla muamele ediyor.
Kula da bu yakışmaz mı?

Bir kişi Peygamberimiz Efendimiz’e geliyor ve “Ne kadar iyilik yapsam, hiç biri yerini bulmuyor” diye yakınıyor.
Sultanlar Sultanı tebessüm buyuruyor.
“İyilik yerini bulmasa da sen iyilik ehli olursun” diyor…

Sen iyi ol. Varsın hep denizin dibini boylasın iyiliklerin…
Sen onları balıkların Rabbine emanet et.
O, senin küçücük yüreğinden çıkan halis iyilikleri inciye de çevirir mercana da…

“Mendilimde gül oya
Gülmedim doya doya”…
Bakma sen türkülere…
Çoğu kafiye olsun diye söylenmiş…
İlla şarkı söyleyeceksen:
“Koklamaya kıyamam
Benim güzel manolyam”ı söyle…
Sen doya doya ince, doya doya iyi kalmaya devam et.
Hafız-ı Şirazi Hazret’in dediği gibi: Gam mehor…
Sonunu dert etme… Yaptığının sana yakışırlığına bak…

Ameller niyetiyle tartılır…
Köpük gider su kalır. Duman gider kor kalır. Bir gönle, karşılık beklemeden dokunuşun kalır.
Bir yaralı kanadı sarışın kalır.
Bir içten bakışla kâinatı apak kılışın kalır…
Ve sadece…
Bir gönülde kalanların adı yazılır, gökyüzünün atlasına altın kalemlerle…

Deme “iyi de bu böyle nereye kadar?..”
Söylenme…
Sözünü şikâyete bulayıp da zayi etme.
Keskin sirke küpüne zarar…

Yaptığını senden bilmeden yap. Hizmetini minnet bilerek yap.
Tut ki hiç yapmadım, diyerek yap.

Ve bil ki…
İyiliğin tarihini, sözü yere düşürenlerin inadına, inadına iyi kalmaya azmedenler, iyilikten doyasıya hazzedenler yazar…

 

 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 100 eseri bulunmaktadır.