Sordum Kırmızı Güle / Hanifi Yılmaz
Gül dibine oturdum, geçmiş zamana daldım
Gönül penceresinden, aşk-ı ummana daldım
Açıldı tüm perdeler, canlandı hatıralar
Geçti gitti yıllarım, bak yine yalnız kaldım
Ne çok anı bıraktık, sevda sayfalarına
Okumaktan yorulmam, kalbi hicrana saldım
Sordum kırmızı güle, nerde şeyda bülbülün
Dedi bende yalnızım, dinledikçe ağladım
Yaslı suskun bülbülüm, Filistin vahşetine
Katledilen bebekler, duydukça hastalandım
Dedim güzel yaprağın, delinmiş pare pare
Kudüs’de kan akarken, kalbimden yaralandım
Solmaya boyun eğmiş, kırmızı gülün rengi
Ayrı düşmesin diye, gülü dala bağladım
Dedi bu nasıl hasret, muhabbetle kokladın
Aşka vefa şart imiş, bunu şimdi anladım
Dedim dinlersen eğer, gönül şarkılarımdan
Teselli olsun diye, hüzzam olup çağladım
Nerde solan gül görsem, cânânım ağlar sanki
Gözden akan yaşlarla, yüreğimi dağladım
Her yeni eskir birgün, solar dalında çiçek
Üzülmek mi, nafile, ben de ihtiyarladım
Gül dibine oturdum, der: Ben gül-i ranayım
Hakk cemali bendedir, hüsnümü O’ndan aldım
Nasıl bilmem mi seni, Hakk ve Resûl nûrusun
Ol Refik-i âla’ ya, vuslat içün yalvardım
Kırmızı gül beyaz gül, yoldaş oldular bana
Götürdüler Ravza’ya, öylece bakakaldım
Zikrederken güllerin, rayihası yayılır
Şahlar Şahı Resûl’e, salâvatlar yolladım
Yılmaz, kapat perdeyi, bülbül-ü şeydâ mısın
Zulmün zevali içün, dua oldum çağladım.
SEVDA KERVANLARI -II- AYNALAR
KAHRAMANMARAŞ
Güllerle bezenmiş bir şiir..yüreğinize sağlık kardeşim..sağolunuz..