DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Normal Yaşanacağını Bilemeden Göçüp Gider, Filistin’de Çocuklar… / Güler Demirhan

Annesinin kucağında tüm masumluğuyla sütünü emerken, bir bombayla parçalanmak, sakat kalmak ya da evsiz barksız kalmaktır Filistinde çocuk olmak…

Bebekken ölmüşsen, belki de en şanslısı sensin(!)

Henüz bilincin açılmadan, daha fazla acı çekmeden uçup gittin.

 Belki bebeksin, belki yeni emeklemeye başladın belki dilin anneye babaya yeni alıştı, o ışıl ışıl gözlerinle çevrene minik gülücükler, umutlar saçıyorsun.

Belki beş ya da altı yaşlarında belki ilkokula yeni başladın.

Belki artık on, on bir yaşlarında çocuk gözüken, binlerce acıya şahit olmuş bir dev belki de o yaşta aklını yitirmiş bir garibansın.

On dört, on beş yaşlarına geldin mi!?

O savaş ortamında, bombaların altında vücut bütünlüğünü sağlayıp, o yaşlara gelebildiysen ne mutlu sana…

Artık savunmadasın koca delikanlı veya genç kızsın. Pek çok ülkede bu yaşlar çocuk ya da ergen olarak kabul edilir ama sen onlara bakma!

Ya da -yaşın her nerede ise- bir patlama sesiyle, dokuz şiddetinde deprem olmuşcasına evin başına yıkılırken, ailede sadece sen sağ kalmışsındır; yaşın henüz sekiz, dokuz, on, onbir her neyse…

Çocuksun işte!..

Gözünün önünde kimse kalmadan, toz duman arasında kaybolmuştur.

Bir ara toz duman dağılır, evin darmadağın; çatı yok, eşyalar ve sevdiğin insanlar parça parça birbirine girmiş, renklerin anlamı kalmamış, her şey çok garip gözüküyor ve aklın almıyor!

Bunca dağılmışlık arasında aklını, derli toplu tutmaya gayret ediyorsun.

Kardeşlerin, annen, baban az önce cıvıl cıvıl olan evden eser kalmamış. Tek hatırladığın korkuyla birbirinize sokulmanız.

Sonrası yok!..

Belki yaşamaya devam edeceksin ama nasıl ve ne zamana kadar!?

Yeni bir bomba seni de hayattan koparana kadar mı!?

Yaşamak fazla oldu, mecburen nefes alıp vermek. Belki akıl sağlığın yerinde olmadan, belki hayat ışığını tekrar yakalayamadan ama mecbur nefes alacaksın.

Çünkü birileri seni kendi vatanında istemiyor. Sebebini, çocuk aklınla bilmiyorsun.

Üzülme, büyükler de anlamıyor, bilmiyorlar!..

Bakıyorsun ki çevrende herkes ama herkes acı çekiyor, arkadaşlarını bir bir kaybediyorsun. Bazılarının kolu yok, bacağı yok seninse yuvan, ailen yok.

Zannediyorsun ki normali bu!

Tüm dünyada bütün çocuklar böyle yaşıyor ya da böyle ölüyor sanıyorsun. Başka türlüsünü görmedin ki!..

Savaşsız bir yaşamın, bu dünya üzerinde olacağını hayal bile edemiyorsun.

Senden çocukluğunu koparanların vicdanı ve insanlığı yok.

Yoklar coğrafyasında olduğunu, farkediyorsun!..

Yarının yok, umudun yok, kaybettiğin yuvan, ailen yok.

Neşen umudun yerine gelemiyor artık.

Yine de ufak ufak, hayat devam ediyor.

Savaşsız toplumlarda, senin yaşadığın olayların en hafifleri, şiddeti süzülmüş, itiş kakış sahneleri dahi ekranlarda, çocuklara gösterilmez “korku ve şiddet öğeleri içerir, on altı ya da on sekiz yaş üstü.” Uyarıları yazarken, sen bizzat içine doğarsın o şiddetin ve bizzat evin yuvan, sevdiklerin gözünün önünde dağılır, can verirler.

Bu coğrafyada yaşamak travmanın kendisidir aslında.

Filistin’in adı travmadır.

Kimse yaşadığını bilemeden, hissedemeden mücadeleyle göçer gider yer yüzünden.

Başka türlü yaşanacağını bilemeden.

Vicdanı olan, savaş karşıtı diğer dünya ülkeleri engel olmak isterler ama ne acıdır ki bunca devletin, bunca insanın gücü yetmez üç beş kalbi karaya!..

Yıllar yıllar geçer, zulüm devam eder Filistin’de.

Kim bilir ne zamana kadar!?

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Normal Yaşanacağını Bilemeden Göçüp Gider, Filistin’de Çocuklar… / Güler Demirhan

  1. Duvardaki resim gibi bön bön bakıyor fehimsiz yürekler, vicdanı kurumuşlar, merhameti muhacirler…
    Anaların, yetimlerin gözyaşında boğulsunlar inşallah kim destekliyorsa, kim reva görüyorsa…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 24 eseri bulunmaktadır.