Ceviz Ağacı / Cihangir Boz
Takvimden yaprak koparmak, aslında tarihe yolculuk yapmaktır. Dakikalar saatlere, saatler günlere, günler yıllara hızlı hızlı yetişmeye çalışır.
Bazen düz ovaya döner hayat. Sessiz sedasızdır aylar. Ama yine de akar. Bazen sarp bir kayadan inmeye başlar. O zaman hayat çağlayandır. Çağıl çağıldır haftalar.
Gençlik mi? Taa nerede kaldı… Nerede kaldığını bilmem ama kesin bildiğim bir daha gelmeyeceğidir.
Şimdi yavaş yavaş okyanusa yaklaşıyor hayat. Önünde sürüklediği pişmanlıkları, sevap günah karışımı ömür kalıntılarını, şu engin havzada terk edip sonsuz deryalara karışacak.
Cariyeyi sadakalarda gelecek ardından. Salih evlatlar da karışacak dipsiz mekanlara.
Yaptığın köprüleri ya bir sel yıkacak, ya bir kılıksız balta.
Sonra asırlar akacak yalpa yalpa. Ne isminin baş harfini hatırlayan olur ne de o kibrinden kalan kırıntıların kalır.
Cennet mi, cehennem mi? … Orasını en büyük mahşerde, en küçük ölçen teraziler de öğreniriz ancak.
Haydi, saniyelere koşalım seninle. Mola yerimiz ceviz ağacı gölgesi, nevalemiz, ceviz kabuğunu dolduracak kadar güneş olsun vesselam.
Eyvallah kardeşim
Elinize sağlık kaleminize kuvvet.