DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Huzur Kenti… / Rahman Ayhan


Türk, Kürt ve Arap’ın bir arada olduğu, Müslüman, Hıristiyan, Süryani ve Yezidi gibi

Değişik inanç sahiplerinin huzur içinde yaşadığı, Mardin’in Midyat ilçesindeyiz…

Türkçe, Kürtçe, Arapça, Süryanice ve dünyanın en eski dillerinden olan Asuricenin konuşulduğu Midyat, bir huzur kenti…

120 bin nüfusa sahip, Midyat’ta Yezidiler, Melek Tavus diye tabir ettikleri Şeytan’ı, kutsal olarak görüyorlar…

Çok ilginç gelenekleri olan Yezidiler, ülkemizde çok çeşitliliğin örneği olarak duruyor…

Medeniyetlerin kurulduğu Mezopotamya bölgesinde yaşayan bu insanlar, dünyaya örnek bir şekilde yaşıyorlar…

Dinlerin, dillerin ortaya çıktığı bu bölgede, birçok devletin gözü var…

Bölgenin ve bölge insanının kalkınmasını istemeyen emperyalist ve şer güçler, terör örgütleri eliyle buradaki insanların hayatına, müdahale etmeye çalışıyorlar…

Son zamanlarda tek tek etkisiz hale getirilen PKK’lılar sebebiyle, terör örgütü, bitme noktasına geldi…

PKK ve diğer terör örgütlerini destekleyen, ABD, İngiltere, Almanya ve diğer Emperyalist güçler bölgeyi, baskı altında tutmaya çalışıyorlar…

Bölgede yapılan barajlar, buraları, çok fazla kalkındırıp, bölge insanını zenginleştirecek…

İşte yukarda özelliklerinden bahsettiğim Midyat’ın içinde olan tarihi konaklarını, Mor Gabriel Kilisesini ve  filmlerin çekildiği konakları ziyaret ettik…

Buraları gezdikten sonra, Mardin’e doğru yola çıktık…

Eski ve yeni Mardin diye ikiye bölünmüş olan Mardin, bizi büyüledi…

UNESCO kültür mirasına girmiş eski Mardin’de, dar sokakları arşınladık…

Sokaklarında gezip, tarihi konakların içine girerek, Mardin Müzesini ziyaret etme imkânı bulduk…

İl Kültür Müdürlüğünde görevli, bir memur arkadaş, bize rehberlik etti…

Mardin Ulu Camii’nde sakalı Şerifi ve Peygamber Efendimizin (as), ayak izinin olduğu, camiyi gezme fırsatı yakaladık…

Mardin’in, dar sokaklarından birbirine geçmek için tünel gibi, geçişler yapılmış…

Dar sokaklarda çöpleri, belediyede kadrolu at ve Eşeklerle topluyorlar…

Bu At ve Eşekler, sigortalı çalışıp, emekli bile oluyorlar…

Yaşlılıklarında, çok iyi bakılan bu at ve Eşekler, huzur içinde ölüyorlar…

Diğer hemcinsleri gibi sucuk fabrikalarına gitmeyip, kadrolu işçi olmanın keyfini yaşamaktalar…

Bazıları keşke bende at veya Eşek olsaydım diyebilir ama gerçek olan bu…

Mardin’e gitmeden ölen, çok şey kaybeder…

Bu güzellikleri hemen herkesin, görmesi ve yaşaması temennisiyle…

31.12.2021Araştırmacı Yazar

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 45 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları