DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

İstihbarat Örgütleri… / Rahman AYHAN


Hemen her ülkede ajanlar, istihbarat çalışması, yaparlar…

Hatta bazı zaman gerekirse, kimseye duyurmadan başka ülkelerde operasyon bile yaparlar…

Bu Ajanların bilgisi, o ülkede olmaz…

40 yıldan fazladır, FETÖ denilen hain ülkemizde ajanlık yaptı…

Rahip’in, ajanlık yaptığı anlaşıldı…

Türkiye’de, Rus İstihbarat örgütü, Çeçenistanlı muhalifleri yakalayıp, öldürmüştü…

Çin, Doğu Türkistanlı ırkdaşlarımızı öldürmüyor mu?

Suudi Arabistan İstihbarat örgütü ülkemizdeki büyükelçiliklerinde Kaşıkçıyı, parçalamadı mı?

Bizim İstihbarat örgütümüz olan MİT, yurt dışında operasyon yapmıyor mu?

Barnabal İncilinin en eski kopyası, Türkiye’de bulundu…

Onu ele geçirmek isteyen yabancı istihbarat örgütleri, operasyon yapmadı mı?

Hatta rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu bu İncil yüzünden şehit ettikleri söyleniyor…

Dünyanın en tehlikeli ve su altından saman yürüten devleti, İngiltere’dir…

Son zamanlarda, bu gizli İstihbarat örgütlerinin faaliyetlerini araştırıyorum…

İngiliz İstihbarat örgütleri olan MI6’ nın, bazı faaliyetlerini araştırarak, yazdım…

İngiliz İstihbarat örgütleri bazı ülkelerde operasyon yapıyor, kendilerine muhalif olanları, punduna getirip kaza süsüyle öldürüyorlardı…

Hanım ve çocuklar, Kayınbabamda kalmış, yalnız başıma evde yarınki yazımı yazıyordum…

Hemen evimin dışında dışarda, bir hareketlilik sezerek,

Hemen pencereden dışarı doğru bakmış,

Asker görünümlü birkaç kişi evi kuşatıyorlardı…

Bunların, Türk Polisi ve askeri olması mümkün değil…

Memur olduğumdan, bir olay esnasında, beni bulmaları çok kolaydı…

Son zamanlarda, İngilizler aleyhinde yazılar yazınca daha önce de öyle yaptıklarını duymuştum…

Bir operasyonla muhalif olanları ortadan kaldırıp, bir şey olmamış gibi, çeker giderlerdi…

Hemen ayağa kalkarak, 9 mermi atan av tüfeğimi aldım…

Domuz dolusu denilen mermilerden almıştım… Demek ki, İngilizlere nasipmiş…

“Acemi birliğimi, İskenderun’da yapmıştım… Bütün askerin atış talimi vardı…

Yüzbaşı, “Rahman Ayhan, benimle gel” demişti…

Yüzbaşı ile alay Komutanının yanına gitmiştik…

Alay Komutanı, “Evladım nerelisin?”

“Rahman Ayhan 88/2 Trabzon, emret komutanım!” diye bağırmıştım…

“Aynı atışı yapabilir misin?”

Yüzbaşı, beni atış yerine getirirken, hem de çok övüyordu…

“Aferin sana, aynı atışı yapabilirsen, komutan seni, hediyeye boğacak” demişti…

3 atışın, 3’ünü de 12 den vurmuştum… Tesadüfü olup, olmadığını ölçmek için tekrar

Atış yapmamı istiyorlardı…

Yeni atışımda da 3 te 3 olunca, akşam içtimasın da, Alay Komutanı en öne beni almış,

4 bin askere övmüştü… Bir sürü hediye ile birlikte, 10 günlük izni de kapmıştım…

İşte bir anda bu olay aklıma gelmişti…

PÖH olan yeğenim de bana benzemiş, silah atışında ilk on içine girdiğinden, istediği yere tayini çıkmıştı…

Heyecanla birlikte, mermileri, tüfeğe doldurarak bekliyordum…

Bu arada 155 Polis imdat merkezini arayarak, yerimi bildirdim…

Dışardaki polis görünümlü kişiler benim fark etmediğimi sanarak, operasyonu başlattılar…
Kapıya, pencerelere doğru hareket ederlerken, bir mermi ile birini yere serdim…

Artık, onlar da bana ateş ediyor, mermiler duvarları deliyordu…

Belki, ölecektim ama onlardan da birkaç kişiyi öldürmeliyim, diye düşündüm…

Şimdiye kadar üç kişiyi öbür tarafa göndermiştim…

Ama çember daralıyordu…

Arka tarafta cam kırılma sesi geldi, eve girmeye başlamışlardı…

İlerden de polis sirenleri çalıyordu…

Az daha dayanabilirsem, belki canımı kurtarabilirdim!

Eve giren birini de vurarak, öbür taraftaki, tahtalıköye göndermiştim…

Bağırtılar, siren seslerine karışıyordu…

Üç-dört kişi üzerime doğru gelirken, birini daha yolladım öteye…

Biri kafamdan tutup, komando bıçağı ile boğazımı kesti…

Türk filmlerdeki gibi olay bittikten sonra, polisler evi kuşatmış,

“Teslim olun” diye, bağırıyorlardı…

Elim boğazımda, akan kana bakıyordum…

Her şeyin sonu olduğu gibi benim de, artık sonum gelmişti…

Ölenlerin canının acısından, altlarına kaçırdıklarını, duymuştum…

Benim de, boğazımdan sıcak kanlar akarken, aynı zamanda da, sıcak sıcak altıma işiyordum…

Polis megafonla, “Ayağa kalk” diye bağırınca, bir anda ayağa kalktım…

Aman Allah(cc)’ım! Meğer bu da bir rüyaymış…

Bu aralar çok kâbuslar görmeye başladım…

Bu kâbus idi ama korkudan gerçekten altıma işemişim…

Tilki, ormandan kaçıyormuş, “Niye kaçıyorsun?” diye soranlara,

“Ayıları öldürüyorlarmış” diye, cevap vermiş…

“Ya sen ayı değilsin ki?” dediklerinde, “Ayı olmadığımı kanıtlayana kadar,

Postumu çoktan çengele asarlar” diye söylemiş…

Hemen çamaşırları yıkamam lazım, hanım:

“Eşek kadar adamsın! Altına mı işedin?”  diye bizi kınayacak…

Hanıma,15 kişi ile savaştığımı anlatsam, bana inanıp, neler çektiğimi, anlamaz ki…

27.01.2019

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 45 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları