DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Gizemli Gözler Zeugma / Güzin Osmancık

Yolum bu günlerde Antep’e düştü. Antep denildiğinde aklıma hep bol fıstıklı baklavalar gelirdi. Ama artık bana baklavayı unutturan bir sevdanın peşinden gidiyorum Antep’e.

Bir çift kara göze vurulmuşum. O gözlerde bir gizem, bir davet var ki sormayın. Zeugma’nın adeta simgesi olmuş, mozaiğin en güzel örneklerinden biri olan çingene kızı şimdilerde benim kara sevdam olmuş.  Antep’e yaklaştığımızda arabada bir türkü çalıyor ki kimse yerinde duramıyor. “Hele hele hele Antepli” çiftetellisini bir yandan dinliyor bir yandan da söylerken artık bu şehrin havasını çoktan içime sindirmişim.

Zeugma Antik Kenti Gaziantep’in Nizip ilçesinin on kilometre uzağında yer alan UNESCO Dünya mirası listesine girmeye aday gösterilen çok eski bir şehir. Zeugma ismi insanda değişik mistik bir duygu oluşturuyor. Nereden gelmiş bu isim? Kimler yaşamış burada ve bu dünya mirası eserleri nasıl oluşturmuşlar onu düşünüyorum yol boyunca. Arabamız Zeugma müzesinin önüne geldiğinde bir kere daha hayretler içinde kalıyorum. Muhteşem bir mimari yapı ile karşı karşıyayım şimdi. Hangi eli öpülesi mimarın eseri diye baktığımda, Mimar Celal Abdi Güzer ile Özge Selen Duran isimleri karşıma çıkıyor. Ülkemizde böylesine bir müzenin olması ve tarihi değerlerimizin böylesine önemsenmesi beni oldukça gururlandırıyor.

Ve girişte temin ettiğimiz kulaklıklar ile birlikte müzeye giriyorum. Onca zamandır görmenin hayalini kurduğum yerdeyim şimdi. Rehberimiz Seyitali beyin çok profesyonelce verdiği hizmet neticesinde inanılmaz bilgiler belleğime yerleşiyor.

Mitolojik hikayeleri ile birlikte işlenmiş eserler fazla bir kayba uğramamış ve kazılardan çıkarılan parçalar çok ustaca taşınıp müzede sergilenmekte.  

Suriye kralı olan Selevkos Nikator (M.Ö 300) buraya Fırat Silifkesi adında bir kent kurmuş. Daha sonraları, M.Ö 1.yy da kent Roma hakimiyetine girmiş. Ve ilk iş olarak kentin adını değiştirmişler. Geçit anlamına gelen ZEUGMA adını vermişler. Burası bir garnizon şehriymiş. Ve ipek yolu üzerinde olması sebebi ile ticaret burada oldukça ilerlemiş. Fırat nehrini seyredecek şekilde yamaca villalar yapmışlar. 80 bin nüfusu ile dünyanın en büyük yerleşim alanlarından biri olmuş. Şehrin tepesinde bulunan kült heykeller ise Kommagene Panteonu tanrılarına ait heykellermiş. Burada kazılar hala daha devam ediyor olup çıkan eserler müzede sergileniyor. Sergilenen her mozaik eser Yunan mitolojisinde yer alan bir olan olayı anlatıyor. Mozaiklerin bu kadar değerli olmasının sebebi mozaiği oluşturan cam parçacıklarının normalden çok küçük parçacıklar olması.

Mozaik çalışması görüldüğü gibi çizilen desenin üzerine yapıştırılarak yapılmaz.

Burada zor olan şey resim tersinden çalışılır. Desen bir kâğıda çizilir ve ters olarak mozaik parçacıkları kâğıda yapıştırılır. Daha sonra kurumamış sıvanın üzerine monte edildiğinde resim yüzüne döner ve üzerinde ki kâğıt temizlenir. Mozaikte en zor olan şey ise yüze ifade vermektir.

Müzede bir de milat öncesi bir umumi tuvalet sergileniyor ki kelimenin tam anlamı ile umumi. Pek çök kişinin açık bir platformda oturarak tuvaletlerini yaptığı ve fikir teatisinde bulunduğu bir yer. Ne de olsa ilhamın geldiğinin düşünüldüğü yer olmasından kaynaklanıyor olabilir.

 Hep hayalimi süsleyen, görmeyi çok arzu ettiğim, daha doğrusu buralara gelme amacım olan şeyi aramaktayım şimdi. Gözleri ile bana bir şeyler anlatan o çingene kızını merak ediyorum. Resmin karşısına geçip dakikalarca onu seyretmek istiyorum. 

İşte o gizemli bakan bir çift gözü bulabilmek için adeta müzenin içinde koşturuyorum.  Ama rehberimiz sabırlı olmamızı söyleyerek sona doğru ilerliyor. Ve nihayet mitolojik tablolar bittiğinde zifiri karanlık bir labirente giriyoruz. Yol gittikçe uzuyor ve gittikçe karanlıklaşıyor.

Sonunda o esrarlı bir çift göze ulaşıyorum ve işte o şimdi karşımda, öylece bana bakıyor. Gözlerindeki o gizem ile ne anlatmak istiyor olabilir.  Nereye gidersen git, seni takip eden bakışlarda ne kadar esrar ve de ne kadar bilinmezlik saklı. Tablonun adını çingene kız takmışlar. Ama görüşlerin onun GAİA olduğu konusunda bir paradoks var. Hatta bazı tarihçiler onun büyük İskender olduğunu bile söylüyorlarmış

GAİA, Yunan mitolojisinde yeryüzünü simgeleyen arzın cisme dönüşmüş halidir. Yani bizim deyişimizle toprak anadır. Tüm titanların da annesidir. Müzede neredeyse bütün titanlar resmedilmiş. Bunların içinde Gaia’nın olmaması da bana göre imkânsız. Her kim olursa olsun bu tablo beni oldukça heyecanlandırıyor.

Ve uzun bir seyirden sonra her zaman yaptığım şeyi yapıyorum. Tabloyu arkama alıp birlikte bir selfie çekip bu anı ölümsüzleştiriyorum. Bu arada yine rehberimizin sesi kulaklığımdan bana ulaşıyor. “Müzede kimse kalmasın çıkıyoruz”

Hayaller önce gerçeklere dönüşüyor ve gerçekler kısa bir süre sonra yine hayal oluyor. Yüzyıllar geçiyor, geçmiş de kalanlar efsane oluyor. Hayat ise kaldığı yerden devam ediyor. Yaşam dediğimiz süreç aslında doğanın hiçbir devirde değişmez kanununu sergiliyor. Zamanımızda dijital teknolojinin artması ile insanoğlunda bilgelik kapasitesi artıyor mu bilmem?  Ama M.Ö kurulan şehirleri ve yapılan eserleri görünce bilgeliğin dijital teknoloji ile bir alakası olmadığı kanısına varıyorum. Hatta bunun tam tersi bile olabilir düşüncesindeyim.

Şimdi Gaziantep’te gezeceğimiz o kadar çok yer var ki. Bütün bunları saatlere sığdırıp her gezdiğimiz yerlerden görüş dağarcığımızı doldurmamız gerekecek. Bu arada Antep’in meşhur bol fıstıklı baklavalarını yemeden de gidecek değiliz. Her şey olması ve yaşanması gerektiği gibi seyrediyor ve ben yeni maceralara doğru yol alıyorum.

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Gizemli Gözler Zeugma / Güzin Osmancık

  1. Merhaba Güzin hanimcim;
    Harika bir yazı olmuş. Tarihe karşı çok ilgim vardır ama ne yalan söylüyum bu kadar eski tarihle pek ilgilenmem ya da dikkatimi çekmezdi. Geçen haftaki Göbeklitepe yazinizdan sonra baya bir eski tarihe ve nasil yaşadıklarına ilgim arttı. Bu yaziniza da bayıldım. Ne güzel bilgiler verdiniz. Şimdi Gaziantebi daha çok görmek ve bir sonraki yanizi daha çok merak ediyorum. Şimdilik gidemesem de sizinle birlikte güzel yazılarınizla orayı gezicem insallah. Cok teşekkürler iyi ki varsınız. Kaleminize sağlık. Sevgiler 💖

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 46 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları