DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Stratonikeia Antik Kenti / Güzin Osmancık

Tarihin toprağa sakladığı medeniyetler.

Büyük aşklar, arkalarında büyük eserler bırakırlar. Aynı büyük bir aşkın eseri olan Stratonikeia Antik Kenti gibi. Bodrumda bu günümüzü civardaki antik kentleri gezmeye ayırdık. Her yerin unutulmaz bir hikayesi ve unutulmaz yaşanmışlıkları vardır demiştik. Lagina ile birbirine kutsal bir yol ile bağlı olan bu antik kentin kuruluş hikayesi de büyük bir aşkın ürünü olması sebebi ile bana oldukça ilginç geldi.  Çünkü büyük eserlerin ardında mutlaka büyük aşklar yatar. Aynı Koca Sinan’ın büyük aşkını anlatan Mihrimah Sultan cami gibi.  İşte şimdi Kral Antiokhs’un eşi için kurduğu bu muhteşem şehir Stratonikeia’yı seyrediyorum büyük bir hayranlıkla.  

Hikâye dilden dile günümüze kadar gelip, şöyle anlatılır.

Stratonikeia, güzelliği ile bilinen o beldenin en çekici kızıdır. Ünü zamanın Suriye Kralı 1. Seleukos’un kulağına gittiğinde onu hemen kendine eş olarak seçer. Dillere destan bir düğünle evlenirler. Ama kralın yakışıklı oğlu Antiokhos, düğünde üvey annesini görür görmez ona delicesine bir aşkla tutulur. Bazen sayfalarca anlatmak istenilen şeyi bir bakış özetler derler ya. İkisi de göz göze geldikleri anda anlatırlar içlerinde yanan yangını, âşık olurlar birbirlerine ümitsizce.  Bu sıradan bir aşk değildir. Antiokhos çok direnir, ama iradesi o aşka karşı koymaya yeterli gelmez.

Ama durum o kadar içinden çıkmaz bir haldir ki bir araya gelmeleri imkansızdır. Aralarındaki engel hem ülkenin kralı, aynı zamanda da birinin babası diğerinin kocasıdır. Derdini kimseye anlatamayan Antiokhos, günden güne zayıflar ve sonunda yataklara düşer. Hiç kimse onun bu hastalığına çare bulamaz.

Sonunda babası Seleukos’ Kos Adasından çok ünlü bir hekim olan Erasistratos’u saraya getirtir. Hekim oğlanın hastalığının sebebinin Stratonikeia olduğunu çözer ve bunu nasıl babasına anlatacağını bir türlü bilemez. Sonunda Antiokhos’un iyileşmesi için başka çaresi kalmadığını düşünerek durumu Krala açar.  Seleukos her ne kadar ülkenin kralı olsa da daha önemlisi bir babadır. Ve kendi aşkından vaz geçerek Antiokhos’u Stratonikeia ile evlendirir. Aynı zamanda yüklü bir hazine ile tahtını oğluna bırakır. Ve buralardan çok uzaklara girmelerini söyler. Antiokhos iyileşir ve karısını alarak çok uzaklarda mutlu yaşayacakları bir yerde büyük bir şehir kurmak ister. Bu şehir öyle bir yerleşim yeri olmalıdır ki ölümsüz aşkını asırlarca ölümsüzleştirsin. Ve civardaki en ünlü ustaları çağırarak sevdiği kadın Stratonikeia için bu kenti kurar ve kente onun adını verir. İrade aşka direnebilir mi? irade yasak olana dirense de aşka her zaman yenilir.

Gerçekten aşk her şeye kadir midir? Yoksa her şeye kadir olan Yaratıcının bu aşka duyduğu merhamet midir?

İlk defa kavuşan aşıkların ölümsüzleşen hikayesidir bu şehir. Stratonikeia, Muğla’da, Yatağan’ın 7 kilometre batısında, bugün ki Eskihisar Köyü sınırları içinde M.Ö 3000 yıllarında kurulan antik bir kent. Aynı zamanda bu şehir Gladyatörler şehri olarak da bilinmekte.  Geç Tunç Çağı’ndan günümüze kadar çeşitli medeniyetleri yaşatmış topraklarında. Arkaik, Klasik Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar dayanır üzerindeki kalıntılar. Burada tarih birbiri ile iç içe geçerek kaynaşmıştır. Bu sebepten Stratonikeia bugüne kadar gördüğüm antik kentlerin içinde en farklı olanıydı.

 Antik kentin içinde dolaşırken, mola verip dinleneceğiniz kahvehaneler, el emeği ile bakır döven ustaların imalathaneleri ve bugüne kadar hiç eşine rastlamadığım Selçuk mimari izlerini taşıyan bir Osmanlı eseri cami var. Antik kentin üzerine kurulan bu cami, tabanı cam ile kaplanmış, binlerce yıllık şehir kalıntılarını seyrederek üzerinde namaz kılıyorsunuz. Bu insanda inanılmaz duygular oluşturuyor. Caminin giriş kapısının hemen yanında camiyi yapan Şaban Ağanın sandukası yer alıyor. Ve karşısında Adnan Menderes çeşmesinden kana kana su içebiliyorsunuz. Beylikler ve Osmanlı döneminde burada oldukça hareketli bir sosyal hayat varmış. Köy meydanında ulu çınar ve etrafında halkın gereksinimi olan kasap, terzihane, bakkallar, kahvehaneler, tütün deposu, cami, Beylikler döneminden kalma Selçuklu hamamı, yani halkın neye ihtiyacı varsa hepsi burada mevcutmuş. Şimdi köyde sadece birkaç hanenin dışında yaşayan bir halk yok.  Ama şimdilerde turistlerin soluklanacağı birkaç kafeterya ve birkaç turistik dükkân kalmış.  Yine antik kentin kalıntılarının arasında o dokuyu bozmayan ve içinde hala yaşamakta olan ailelerin evleri de var. Yani kentin içinde yaşam az da olsa devam ediyor

Bir tepenin üstünde başlayan şehrin etrafı surlar ile çevrili ve büyük bir amfitiyatro şehirde yaşayan halkın kültürü hakkında bilgi veriyor.  Ayrıca antik kentin ortasında kent meclisinin toplandığı büyük bir agora var. Kentin içinde imparator için yapılmış bir sarayın da bulunduğu yazıtlarda yer alıyor. Ama henüz kentin tamamının ortaya çıkmaması sebebi ile bu bilgilere eldeki belgelerden ulaşabiliyoruz. Antik dönemin gezgini olan Strabonun anılarından edinilen belgeler doğrultusunda pek çok bilgi günümüze kadar ulaşmış. Kentin kutsal yolun kenarlarında oda mezarları bulunuyor. Roma döneminden kalma Latrina da önemli bir yer oluşturuyor. Roma halkının tuvalet ihtiyacını karşıladığı pek çok kişinin aynı anda tuvaletini yaptığı açık umumi tuvalet (latrina)kalıntıları da oldukça ilginç 

Gezgin; farklı coğrafyalarda gezen, onların izlerini süren, keşfeden, tarihin izlerini gözlemleyerek tarihe duygularını katan kişidir. Mermere dokunuşunda o günlerin büyüsüne kapılandır. Bu sebeple Stratonikeia benim için sadece bir antik kent olmaktan çok öte, birçok medeniyetlerin izlerini taşıyan, büyük bir aşk savaşını kazananların hikayesidir.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 45 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları