DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Mitolojik Efsaneleri İle İda Dağı / Güzin Osmancık

Bir başkadır İDA Dağının efsaneleri. Biz onu Kaz Dağları olarak biliriz. Ama bu dağların mitolojik hikayeleri MÖ 2000 yıllarında başlar. Dağlar hikayesiz, dağlar aşksız olmaz. Özgürlüktür dağların zirveleri, güçtür, kuvvettir, güvendir, kendimi bulduğum yerlerdir dağlar.  Baharda başlar buraların güzellikleri. Mis gibi İğde ağaçlarından salınan kokular kekik kokularına karışarak gelir size. Bir de Laleler açar dağın eteklerinde kan kırmızısı. Endemik ağaç türü olan Göknar ağacı dünyada sadece bu bölgede yetişir. Kozalaklarının ters olması sebebi ile oksijen pompalar beldeye. Yine Bin Pınarlı dağım İda’nın saklı kalmış Ekizce Şelalesi ve buz gibi suların doldurduğu Afrodit Havuzları yazın sıcağında serinletir insanları. 

Sarı Kızın kaz çobanlığı yaptığı zirve, Hasan’ın büyük aşkı Emine uğruna canına kıydığı Sütüven Şelalesi, güzeller güzeli Adatepe’li Rebeka ile Çoban Alin’in yürek yakan ayrılıkları, Gelin Deresi’nde sulara kapılan Edremit gelinin hikayeleri anlatılır hep bu yörede.  Şarkılar bestelenmiş, şiirler yazılmış bu aşk hikayeleri için. Romanlarını hep bu efsaneler üzerine yazar Sabahattin Ali.   

 Ama çok önceleri Tanrıların Dağı İDA olarak bilinen bu dağın mitolojik pek çok efsaneleri vardır. Dağa bu ismi veren, tanrıların tanrısı Zeus ile başlar mitolojik efsaneler.

 Zeus, Titan Kronos ve eşi Rheanın en küçük oğludur.  Aynı zamanda Jüpiter olarak da bilinir Zeus.  Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültüsünün Tanrısıdır o. Bizim tek tanrı inancımıza karşın bu mitlerde ki tanrıların kimler olduğu, gerçekten yaşayıp yaşamadıkları veya nereden geldikleri, kim oldukları bilinmez. Belki de sadece sanatsal destanlar veya hayal ürünü olan karakterlerdir bunlar.

 Altınoluğun Adatepe köyü, anlatmakla bitmeyen güzelliklere sahip turistik bir beldedir. Doğal mimari özelliğini hiç bozmadan koruyan bu köyde yaşadığına inanılır Zeus’un.

 Kronos ve Rheanın kızı, Titanların kız kardeşi ve Olimposun Kraliçesi olan Hera ile ateşli aşkları da bu şirin kasabada başlar.

Hera, Yunan mitolojisinde Olimpos dağında yaşayan kadın ve doğum tanrıçası olarak bilinir.  Hera güzeller güzeli bir kızdır. Kendisine aşık olan herkesi reddeder.  Onun kalbi sadece Zeus için atmaktadır. Hera ve Zeus ile ilgili hikayeler oldukça karmaşık ve uzundur. Ama bu dağlarda anlatılan hikayeler İzmirli Homeros’un İlyada destanında geçer.

İda, diğer adıyla Kaz Dağları sıradan dağlar değildir. İda, Olympos ve Ağrı dağı gibi inanılmaz efsaneleri olan mitolojik 3 dağdan biridir. İda Dağı demek, Troya demektir. Çünkü bu mitolojik dağ Troya bölgesinde yer alır. Dünyanın ilk güzellik yarışması bu dağın Paris tepesinde yapılmıştır.

 Bu yarışma Hera, Afrodit ve Athena arasında gerçekleşir. Çoban Paris Troya kralı Priamos ile Hekabenin oğludur. Annesinin gördüğü bir rüya üzerine doğumundan hemen sonra İda Dağına bırakılır. Dişi bir ayının onu emzirmesi sonucu hayatta kalır. Daha sonra bir çoban onu bulur ve büyütür. Orada yetişir, güzelleşir ve Zeus tarafından altın elmanın en güzele verilmesi için Paris seçilir.

 Üç güzelden biri olan Athena, altın elma kendisine verilirse Paris’e bilgelik ve Troya’nın zaferini vadeder.  Hera ise tüm Asya ve Avrupa kıtasının hükümdarlığını sunar Paris’e.  Aphrodite ise Akha kralı Menelaosun karısı Helen’i, dünyanın en güzel kadınını ona sunacağını söyler. Helen dünyanın en güzel kadını olarak bilinmektedir. Ve sonunda Aphrodite’nin teklifi cazip gelir ve Altın elmayı Aphrodite kazanır.

Ve Paris, Antik Yunan devleti Sparta’nın Kralı Menelaos’un davetlisi olduğu bir gecede güzel Helen’i görür ve tutkulu bir aşk ile ona bağlanır. Helen Sparta Kralı Tyndareus’un kızıdır. Ve dünyanın en güzel kadınını görüp ona aşık olmamak mümkün müdür? Bazı belgelerde Trova savalarının bir mit değil gerçek olduğunu ortaya koymuştur. (Truva savaşları 1868 yılında Heinrich Schliemann tarafından Trova kenti bulununca bu savaşların bir mit olmadığı ortaya çıkmıştır.)  

 Bu büyük aşk 10 yıl süren Troia savaşlarını da peşinden getirecektir.  Dünyalar güzeli Helena Sparta kralı Menelaosu ile evlidir.  Ama Paris’i gördüğü anda ona tutku ile bağlanmıştı. Sonunda her şeyi göze alan Helena bütün mücevherlerini de alarak Paris ile Troya’ya kaçar.  Kral Menelaos, kardeşi Agememnon’dan yardım ister.

 Ölümü ve savaşı davet eden efsanevi aşk

Ve böylece Troya savaşları başlar. Bu arada tanrıların tanrısı Zeus’un Troya savaşını İda Dağları’ndan izler. Troya savaşları tam 10 yıl sürer. Sonunda Odysseus tarafından bir plan yapılır ve Troya’ya hediye edilmek üzere tahta bir at yapılır. Tahta atın içine gizlenen askerler ile birlikte Truva atı şehre sokulur. Tahta atın içine gizlenen Yunanlı askerler böylece şehre girerler. Ve Troya’yı yakıp yıkarlar. Bu arada Paris Aşil tarafından atılan bir okla hayatını kaybeder. Bu efsanevi büyük aşk acı bir sonu da beraberinde getirir. Paris’in ölümü ile son bulan bu aşk beraberinde yenilgiyi de getirir. Helena ise Menelaos’la birlikte Sparta’ya geri döner.

 Bu olay ölümsüz bir aşk hikayesi midir, yoksa destansı bir savaş efsanesi midir bilinmez. Ama efsaneden çıkan hisse; aşkın önünde hiçbir gücün duramayışıdır.   Efsanenin ana temasında Paris altın elmayı Aphrodite verirken gücü ve zaferi değil, aşkı seçmiş olmasıdır.  

 İda Dağı antik çağlarda Tanrıların Dağı olarak bilinir. Ama o bizim Bin Pınarlı Kaz Dağı’mızdır. Bu dağın efsaneleri ünlü ozan Homeros’un İlyada Destanı ile ünlenmiştir.

İda Dağının eteklerinde Asos antik kenti vardır. Bu kent Aristoteles’in kurduğu ilk Felsefe okulu ile ünlüdür. Halikarnoslu ünlü tarihçi Heredot Historia adlı eserinde İda Dağını uzun uzun   anlatır. Dünyaca ünlü Kayıp Palladion Heykeli’nin de İda Dağında gömülü olduğuna inanılır. Anlatmakla bitmeyecek hikayeleri vardır Bin Pınarlı dağımın.  Dünyaca ünlü çizgi kahramanı Barbar Canon’un göçebe kavmi Kimmerler, Kaz Dağlarındaki Antandros antik kenti halkıdır. Şu an kaz dağlarının eteklerinde hala daha kazıları devam eden Antandros antik kentin Efes Antik kentinden daha büyük bir alana sahip olduğu bilinmektedir.

Efsaneleri ile ünlenen İda Dağı, Kazları ile ünlü zirvesinde Sarı kızın efsanesini saklar.  Dağın gizemi insanı adeta kendisine tutsak eder. Hani o zirveye tırmanmak var ya, zirveye yaklaştıkça adeta Sarı kızla karşılaşacakmış hissine kapılırsınız. Kaz dağlarının sahipleri Türkmenlerdir. Fatih Sultan Mehmet han, gemilerini yaptırmak için Türkmenleri bu dağlara davet ederek yerleştirmiş. Daha sonra yerleştikleri bu toprakların tapuları onlara verilir.  Türkmenlerin sembolü kazdır. En yüksekten uçtuğu için Türkmenlerce kaz kutsaldır. Türkmen inancına göre Gök tanrısının sembolüdür.   

İda Dağı birleşmiş milletler UNESCO dünya kültür ve doğa mirası listesine alınmıştır. Bu mitolojik dağ aynı zamanda çok bol yeraltı madenlerine de sahiptir. Volkanik özelliği olan bu dağın altında altın madenleri de saklıdır. Altınoluk köyü boşuna bu ismi almamıştır. Daha önceleri içinde bir kilisenin bulunduğu bu köy, kilise papazlarına ev sahipliği yaptığı için Papazlık diye bilinirdi.

Mübadeleden sonra içindeki kilise camiye çevrilerek köy Altınoluk ismini aldı. Dağın eteklerine kurulan bu köyün manzarası anlatmakla bitmez. Eğer bir gün yolunuz Kaz Dağları’na düşerse, dağdaki soluklanacak yerlerde Karadut şerbetini içerken burada yaşanan aşk hikayelerini köy halkından dinleyebilirsiniz. Dağların esrarı mıdır burada büyük aşkların yaşanması, yoksa büyük aşklar mı efsaneleştirir bu dağları. 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 51 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları